Dersimix Eğitim Harmanı
  EROZYON
 

Erozyon, su ve rüzgar gibi doğal etkenlerle toprağın bulunduğu yerden koparılıp başka yerlere taşınmasıdır.

Yağmur taneleri, toprağa düştükten sonra birleşerek eğimli yamaçlar boyunca akmaya başlar. Yamaçları kaplarcasına akan bu yüzey sularına selinti suları denir. Selinti suları, aktıkları yamaç boyunca beraberlerinde toprak tanelerini de sürükleyerek götürür. Bu durum, yamaçlardaki toprak tabakasının süpürülmesine ve yamaçların çıplak kayalıklar haline gelmesine yol açar. Akarsular da tıpkı selinti suları gibi geçtikleri yerlerdeki topraklan aşındırıp sürükler.

İnsanların bitki örtüsünü tahrip etmesi, erozyonun meydana gelmesinin ve büyük zararlara yol açmasının en önemli nedenidir. Çünkü bitki örtüsünden yoksun yerlerde toprak tabakası, selinti suları ve akarsular tarafından çok daha kolayca süpürülüp götürülür. Oysa bitki örtüsüyle kaplı yerlerde durum, tam tersinedir. Otlar ve ağaçlar kökleriyle toprağı tuttukları için buralarda toprak kaybı daha az olur.

Rüzgar da özellikle çıplak arazilerde, toprağın kuru ve taneli olduğu yerlerde erozyona neden olur. Rüzgar süpürmesi yoluyla ince taneli ve verimli topraklar taşınıp başka yerlere götürülür.

Ülkemizde dağ kuşakları geniş yer tutar. Bu nedenle arazi oldukça engebeli ve yamaç eğimleri oldukça fazladır. Ayrıca doğal bitki örtüsü büyük ölçüde yok edilmiştir. Bu nedenlerle erozyon yurdumuzda yaygın olarak görülmektedir. Öyle ki ülkemizde her yıl yüzlerce kamyon dolusu toprak erozyonla yok olmaktadır. Yurdumuzda bir yılda erozyonla kaybolan bu toprak ile Kıbrıs adası 10 cm toprakla kaplanabilir.

Erozyonun ülkemize verdiği zarar bununla da kalmamaktadır. Erozyonun etkisiyle tarımsal verim azalmakta, taşkınlarla ve millenmeyle tarım arazileri bozulmaktadır. Ayrıca akarsuların taşıyıp getirdiği binlerce ton toprak, çakıl, kum vb. maddelerle baraj göllerimiz dolmaktadır.

Erozyonu önlemek ve toprağı korumak için alınabilecek başlıca önlemler şunlardır:

Doğal bitki örtüsü korunmalı ve çıplak yerler ağaçlandırılmalıdır.
Yamaçlar basamaklandırılmalı ve ağaçlandırılmalıdır.
Yamaçlardaki tarlalar, bayır aşağıya değil. enlemesine sürülmelidir.
Mera alanları korunmalı, aşırı otlatma yoluyla meraların bozulması önlenmelidir.

Ülkemizde erozyonu önleme konusunda gerekli tedbirler alınmazsa, özellikle bitki örtüsünün yok olmasına bağlı olarak, yağışlar azalacak ve kurak bir iklim başlayacaktır. Bu durum ise ülkemizin yakın bir gelecekte çölleşebileceği anlamına gelmektedir.

Yurdumuzda erozyonla mücadele konusunda çeşitli devlet kuruluşlarının yanı sıra, dernek ve vakıflar da çalışmalar sürdürmektedir. Bu kuruluşlar içerisinde erozyonla ilgili en etkili çalışmayı, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) yürütmektedir. Bu vakfın kuruluş amacı ulusumuza, toprak erozyonunun sonuçlarını ve ülkemizin çöl olma tehlikesini anlatmak, erozyonu önleme çalışmalarına destek sağlamaktır. TEMA, kamuoyunu erozyon tehlikesi konusunda bilgilendirmek için çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Bunun yanı sıra, erozyonu önleme çalışmalarına da etkin olarak katılmaktadır. TEMA, bu amaçla yurdun çeşitli yerlerinde ağaçlandırma ve meraların iyileştirilmesi çalışmalarını sürdürmektedir.

TEMA Vakfının yanı sıra amaçları arasında erozyonla mücadelenin bulunduğu ulusal ve uluslar arası sivil kuruluşlar da vardır. Yeşil barış anlamına gelen Greenpeace (Grinpis) adındaki örgüt ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı yurdumuzun dışında dünyada da çalışmalarını sürdüren kuruluşlardır. ÇEKUL (Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Vakfı) ise bu konuda yurt içinde faaliyet gösteren sivil kuruluşlarımızdan biridir.

 
 
Bugün 67 ziyaretçi (282 klik) kişi burdaydı!"
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol