Dersimix Eğitim Harmanı
  ÜLKEMİZİN KAYNAKLARI
 
TARIM

 

İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.

Türkiye Topraklarından Yararlanma Oranları:

Topraklarımızdan faydalanma oranı daha çok iklim ve yer şekilleri özelliklerine bağlıdır. Ülkemizde yüksek dağlık kesimler geniş alan kaplar. Dik yamaçlar çoktur. Buralarda topraktan faydalanma çok kısıtlıdır. Buna göre ülkemiz arazisinin % 36 'sı ekili-dikili alan, % 32'si çayır ve otlak, % 26'sı orman ve % 6'sı diğer alanlar (yerleşim birimleri , tarıma elverişsiz .çıplak kayalıklar gibi) dır.
Not: Tarımdaki makinalaşmanın etkisiyle çayır ve otlakların alanı daralırken, tarım alanlarımız genişlemektedir.

Bölge Yüzölçümüne Göre Ekili Dikili Alanların Oranları:

1. Marmara Bölgesi: %30
2. İç Anadolu Bölgesi: %27
3. Ege Bölgesi: %24
4. G.Doğu Anadolu Bölgesi: %20
5. Akdeniz Bölgesi: %18
6. Karadeniz Bölgesi: %16
7. Doğu Anadolu Bölgesi: %10

Türkiye'de Tarımı Etkileyen Faktörler:

1. Sulama: Türkiye tarımında en büyük sorun sulama sorunudur. Tarımda sulama ihtiyacının en fazla olduğu bölgemiz G.Doğu Anadolu Bölgesi iken , bu sorunun en az olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesidir.
Akarsularımızın derin vadilerden akması ve rejimlerinin düzensiz olmasından dolayı sulamada yeterince faydalanamıyoruz. Bunun için mutlaka akarsular üzerindeki baraj sayısı artırılmalıdır.
Sulama Sorunu Çözüldüğünde,
· Üretim artar.
· Nadas olayı ortadan kalkar.
· Tarımda iklime bağlılık büyük oranda azalır.
· Üretimde süreklilik sağlanır.
· Üretim dalgalanmaları önlenir.
· Yılda birden fazla ürün alınabilir. Bu konuda en şanslı bölgemiz Akdeniz, en şanssız bölgemiz Doğu Anadolu Bölgesidir.
· Daha önce sebze tarımı yapılmayan bir yerde sebze tarımı da yapılmaya başlanır.
· Tarım ürün çeşidi artar.
· Köyden Kente göçler azalır.

2.Gübreleme: Tarımda sulama sorunu çözüldükten sonra üretimi daha da artırmak için gübre kullanımı artırılmalıdır.
Ülkemizde hayvancılığın gelişmiş olması tabii gübre imkanını oluşturmaktadır. Ancak yurdumuzda tabii gübrenin yakacak olarak kullanılması bu olumlu durumu ortadan kaldırmaktadır. Ülkemizde üretilen suni gübre yeterli olmadığı için ithal (Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerden) etmekteyiz. Bu da maliyeti artırdığından çiftçilerimiz yeterince gübre kullanamamaktadır.
Gübre ihtiyacı, tabii gübrenin yakacak olmaktan kurtarılması ve gübre fabrikalarının artırılması ile karşılanabilir.

3.Tohum Islahı: Sulama ve gübre sorunu çözüldükten sonra verimi daha da artırmak için kaliteli tohum kullanılmalıdır. Ülkemizde kalite tohum üretme konusunda devlet üretme çiftlikleri ve tohum ıslah istasyonları çalışmalar yapmaktadır. Ancak kaliteli tohum ithali devam etmektedir.

4.Makine Kullanımı: Ürünün zamanında ekimi, hasadı ve yüksek verim için makine kullanımı şarttır. Ancak makine kullanımı yurdumuzda yeterli ölçüde gelişmemiştir. Sebepleri:
· Makine kullanıma elverişsiz alanların varlığı,
· Makine kullanımının ekonomik olmadığı küçül alanların varlığı,
· İş gücünün bazı bölgelerde daha ucuz olması,
· Makine fiyatlarının çiftçinin alım gücünün üstünde olması

5.Zirai Mücadele: Tarımdaki hastalıkların, yabani otların ve haşerelerin meydana getireceği üretim düşüklüğünü önlemek için ilaçlı mücadele şarttır. Zirai mücadelede daha çok ilaç kullanılmaktadır.
6.Toprak Bakımı: Tarla yağışlardan önce sürülmeli , yabancı otlardan arındırılmalıdır. Erozyona karşı korunmalıdır.
7.Toprak Analizi: Toprak analizleri ile en iyi verim alınabilecek ürün belirlenir. Ayrıca toprağın ihtiyacı olan mineraller tespit edilerek kullanılacak gübre belirlenir.
8. Destekleme Alımı ve Pazar: Verimi etkilemez. Üretim miktarını etkiler. Çiftçi ürettiği malı pazarda zarar etmeden satabilmelidir. Çiftçinin elverişsiz piyasa şartlarından olumsuz etkilenmemesi için devlet bazı ürünlerde destekleme alımı yapmaktadır (Destekleme alımı:Devletin çiftçinin malını belirli bir taban fiyat üzerinden alması olayıdır.) Destekleme alımı yapılan ürünler: Pamuk, tütün, Ş.Pancarı, buğday,çay, fındık, K.Üzüm, K.İncir, K.Kayısı, Haşhaş gibi dayanıklı ve sanayiye dayalı ürünlerdir.
***Destekleme alımı yapılan ürünlerin üretiminde dalgalanmalar az olur ve fiyatı sürekli artar.
9. Çiftçi eğitilmeli ve kredi desteği sağlanmalıdır.

TÜRKİYE'DE TARIMI DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM)
Bitki ve hayvan üretimini artırmaya, ürünleri çeşitlendirmeye ve kaliteyi yükseltmeye çalışır.

Tarım Kredi Kooperatifleri (TTK)
Üreticilerin ürünlerini değerlendirmek ve fiyat düşüşlerine karşı üreticilerin zarar görmesini önlemek amacıyla destekleme yapar.

Devlet Su İşleri (DSİ)
Kurduğu bent, gölet, baraj ve sulama şe¬bekesiyle tarımdaki sulama ihtiyacını karşılar.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)
Özellikle tahıl ürünlerinin alım ve satışını yapar. Genellikle stok tesisini ve korunmasını sağlar. Bu ürünlerin piyasada istikrarını sağlar.

Ziraat Bankası
Verdiği kredilerle üreticileri destekler. Çeşitli yatırımlarıyla tarımın gelişmesine katkıda bulunur.

Çaykur: Çay üreticilerini korumak için kurulmuştur.

Tariş: Ege bölgesindeki üreticilerin çeşitli ürünlerini satın almak ve aldığı ürünleri işleyerek tüketiciye sunmak için kurulmuştur.

Fisko Birlik: Karadeniz Bölgesi'nde yetiştirilen ürünleri (başta fındık) işleyerek piyasaya sürmek için kurulmuştur.

Gülbirlik: Akdeniz  Bölgesi'nde gül üreticilerini korumak için kurulmuştur.

TARIM ÜRÜNLERİ
TAHILLAR

· BUĞDAY: İlk yetişme döneminde (ilkbaharda) yağış ister. Olgunlaşma ve hasat döneminde kuraklık gerekir. Bu özelliğinden dolayı Karadeniz kıyılarında tarımı yapılamaz. Ayrıca düşük sıcaklılardan dolayı Doğu Anadolu Bölgesinin yüksek yerlerinde tarımı yapılamaz. Bunların dışında bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir.
Buğday üretimi iklimdeki karasızlıktan dolayı bazı yıllar artarken, bazı yıllar düşer. Üretimin en fazla olduğu bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir(%31). İl olarak en fazla Konya,Ankara ve Adana'dır

· ARPA: Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdır. Bundan dolayı buğdayın yetişebildiği her yerde yetişir. Ayrıca düşük sıcaklıktan dolayı buğdayın yetişemediği Doğu Anadolu'nun yüksek yerlerinde de tarımı yapılabilir. Üretim en fazla İç Anadolu Bölgesinde gerçekleşir.

· MISIR: Yetişme döneminde bol su ister. Bundan dolayı yurdumuzda sulama imkanı olan bütün her yerde tarımı yapılabilir. Yağ elde edilmeye başlandıktan sonra tarımı Akdeniz Bölgesinde hızla gelişmiştir. Bugün mısır üretimimizin yarısına yakını Akdeniz Bölgesinden elde edilir (Adana çevresi başta gelir). Üretimde 2. bölge Karadeniz Bölgesidir (Buğdayın yerine tarımı yapılmaktadır.) Bölge halkının temel besin maddesi olduğundan ticarette değeri yoktur.

· ÇELTİK (PİRİNÇ): Çeltik ilk çimlenme döneminde bol su ister. Hasat döneminde kuraklık gerekir. Yurdumuzun sıcaklık şartları çeltik tarımına elverişlidir. Fakat su sorunu vardır. Bu sebeple tarımı akarsu kenarlarında gelişmiştir. Çeltik tarım alanlarında sivrisinek çok geliştiğinden ekim alanları devletin kontrolündedir (yerleşim birimleri çevresinde tarımına müsaade edilmemektedir.
Üretimde en büyük paya sahip bölgemiz Karadeniz Bölgesidir. Başta Batı Karadeniz Bölümü gelir (Kastamonu, Sinop, Bolu, Düzce çevresi). Bölgede ayrıca Samsun, Amasya, Tokat , Çorum çevrelerinde de tarımı yapılır.
Üretimde ikinci bölge Marmara Bölgesidir. Başta Edirne olmak üzere, Tekirdağ, Kırklareli, Sakarya, Balıkesir, Bursa çevresinde tarımı gelişmiştir.
Akdeniz bölgesinde Amik ovası önemli çeltik ekim alanıdır.
Üretimimiz yeterli olmadığından ithal etmekteyiz.

· ÇAVDAR: Serin yayla iklimi ister. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde gelişmiştir.

BAKLAGİLLER

· NOHUT: İlk yetişme döneminde yağış ister. Hasat döneminde kuraklık gerekir. Yurdumuz iklim şartları genelde nohut tarımına elverişlidir. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde yapılmaktadır.

· MERCİMEK: Kuraklığa dayanıklı olduğu için en fazla tarımı G. Doğu Anadolu Bölgesinde gelişmiştir. Mercimek üretimimizin yarıdan fazlası bu bölgeden karşılanır (kırmızı mercimek). Üretimde ikinci bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir(yeşil mercimek).

· FASULYE: Yurdumuzda sulama imkanı olan her yerde tarımı yapılabilir.

SANAYİ BİTKİLERİ

· TÜTÜN: Kıraç arazilerde yetişebilir. İlk yetişme döneminde su ister. Daha sonra mutlaka kuraklık olmalı. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak kaliteli tütün yetiştirilmesi amacıyla ekim alanları devlet tarafından sınırlandırılmıştır.
Üretimde 1. Ege Bölgesidir ( Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli ve Uşak çevresi). 2. G.Doğu Anadolu Bölgesi 3.Karadeniz Bölgesidir.

· ŞEKER PANCARI :Yurdumuzda tarımı 1925 yılında Uşak'ta başlamıştır (ilk fabrika Uşak'ta 1926 yılında kuruldu). Bugün fabrikaların kurulduğu her yerde tarımı yapılmaktadır. Belirli iklim ve toprak isteği yoktur. Sulama imkanı olan her yerde tarımı yapılabilir. Üretimde 1. İç Anadolu Bölgesidir.
**Ş.pancarı tarladan söküldükten sonra kısa bir süre sonra işlenmesi gerektiğinden tarımı fabrikalar çevresinde yapılır. Ayrıca pancar küspesi hayvan yemi olarak kullanıldığı için buralarda besi hayvancılığı da gelişmiştir.
***Kıyı bölgelerimizde tarımı yapılmaz. Sebebi buralarda daha fazla gelir getiren ürünlere öncelik verilmesidir.

· PAMUK: Alüvyal toprakları sever. Ayrıca yüksek sıcaklığa ihtiyaç duyar. Yetişme döneminde bol su, hasat döneminde kuraklık gerekir. Üretimde 1.Ege Bölgesi (kıyıdaki bütün çöküntü ovalarında),
2.Akdeniz Bölgesi (başta Adana olmak üzere Hatay, İçel, Antalya Çevresi),
3. G.Doğu Anadolu Bölgesidir. Ayrıca Doğu Anadolu Bölgesinde etrafı dağlarla çevrili çukur alanlarda tarımı yapılır(Iğdır, Malatya).

· ÇAY: Tropikal iklim bitkisidir. Bol ve düzenli yağış ister. Bulutlu gün sayısı fazla olmalıdır. Kışlar ılık geçmelidir. Yurdumuzda en iyi yetişme şartlarını Doğu Karadeniz Bölümünde bulmuştur. Bugün Rize başta olmak üzere Ordu'dan Gürcistan sınırına kadar olan kıyı kesimde tarımı yapılmaktadır. Yurdumuzda çay tarımı Cumhuriyetin ilanından sonra başlamıştır (1924). Çay tarımının tamamı Karadeniz bölgesindedir.

· HAŞHAŞ: Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak uyuşturucu elde edildiği için üretimi devlet kontrolündedir. Bugün başta Afyon olmak üzere Kütahya, Uşak, Denizli, Burdur, Isparta, Konya çevresinde tarımı yapılır. Gıda sanayisinde ve tıpta narkoz yapımında kullanılır.

· KETEN KENEVİR: Lifleri dokuma sanayisinde , ip ve halat yapımında kullanılır. Yurdumuz üretiminin tamamına yakınını Karadeniz Bölgesinde Batı Karadeniz Bölümü karşılar( Kastamonu başta gelir) . Kenevirden uyuşturucu elde edildiğinden üretimi devlet kontrolündedir.

YAĞ BİTKİLERİ

· AYÇİÇEĞİ: İlk yetişme döneminde su , hasat döneminde kuraklık ister. Bundan dolayı Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde sulama ile tarımı yapılır. Üretimde 1. Marmara Bölgesi (Ergene Bölümü- %74). 2. Karadeniz Bölgesi (Orta Karadeniz) 3. İç Anadolu Bölgesi'dir.

· ZEYTİN: Akdeniz iklim bitkisidir. Ancak Akdeniz Bölgesinde tarımı fazla gelişmemiştir. Daha fazla gelir getiren ürünlere öncelik tanınmasından dolayı. Bugün üretimde 1. Ege Bölgesi (Kıyı Ege Bölümündeki ova ve kenarlarında- Manisa, Aydın, İzmir, Muğla , Denizli çevresi). 2. Marmara Bölgesi-Güney Marmara kıyıları (en kaliteli sofralık zeytin bu bölgeden Gemlik çevresinden elde edilir). 3. Akdeniz Bölgesi (Antalya çevresi en fazla).
Ayrıca Doğu Karadeniz'de Çoruh vadi oluğunda (Artvin) ve G:Doğu Anadolu Bölgesi'nde G.Antep çevresinde tarımı yapılır.
Zeytinin devirli üretim özelliğinden dolayı, üretim bir yıl fazla , bir yıl azdır.

· SOYA FASULYESİ: Önceleri daha çok Doğu Karadeniz'de Ordu-Giresun çevresinde tarımı yapılırdı. 1982 yılından sonra yağ sanayisinde kullanılmaya başlanılınca tarımı Akdeniz Bölgesinde hızla gelişmiştir. Kısa sürede geliştiği için bölgede ikinci ürün olarak yetiştirilir. Adana başta olmak üzere İçel, Hatay çevresinde tarımı gelişmiştir. Türkiye üretiminin %90 'ını Akdeniz Bölgesi karşılar.

· YER FISTIĞI : Akdeniz iklim şartlarında iyi yetişmektedir. En fazla tarımı bu bölgede Adana çevresinde gelişmiştir(%91). Ayrıca G.Doğu Anadolu Bölgesinin batısında, Ege Bölgesi'nde Muğla , Aydın çevresi, G. Marmara Bölümü'nde Balıkesir, Çanakkale çevresinde tarımı yapılır. Çerez olarak tüketildiği gibi yağ da elde edilir.

· SUSAM: Sıcak iklim bitkisidir. Yurdumuzda başta Ege Bölgesi olmak üzere G.Doğu Anadolu Bölgesi, Akdeniz ve Marmara Bölgelerinde tarımı yapılır.

MEYVECİLİK

· ÜZÜM: Kışın -4oºC ye kadar dayanabilir. Bundan dolayı meyveler içinde yetişme alanı en geniş olanıdır. Üzüm üretiminde başta Ege Bölgesi ( Manisa, İzmir, Denizli ) gelir. 2. G.Doğu Anadolu Bölgesidir.
3. İç Anadolu Bölgesidir. Dünya kuru üzüm üretimde birinciyiz ve ihracat yapmaktayız.

· ELMA: Üzümden sonra yetişme alanı en geniş olan meyvedir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Niğde, Nevşehir, Amasya, Tokat, Kastamonu, Bursa, Burdur, Isparta, Antalya önemli elma üretim merkezlerimizdir.

· İNCİR: Akdeniz iklim bitkisidir. Kış ılıklığı ister ve yaz kuraklığı ister. En fazla tarımı Ege Bölgesi'nde gelişmiştir (Başta Aydın gelir.) Üretimin %80 i bu bölgeden karşılanır. Ayrıca Akdeniz Bölgesi, G. Marmara ve G.Doğu Anadolu Bölgesinin batısı ile Karadeniz kıyılarında (D: Karadeniz kıyıları hariç) tarımı yapılabilir. Türkiye Dünya kuru incir üretiminde ilk sırada yer alır ve önemli ihracat ürünümüzdür.

· FINDIK : Anavatanı Türkiye'dir. En iyi yetişme şartları Karadeniz iklim bölgesidir. Yurdumuz üretiminin %90 'ını Karadeniz bölgesi karşılar. En fazla Ordu- Giresun olmak üzere Karadeniz kıyılarında tarımı yapılmaktadır. Ayrıca Marmara Bölgesinde Sakarya çevresinde tarımı yapılır. Türkiye dünya fındık üretiminde ve ihracatında ilk sırada yer alır (%60-70).

· ANTEP FISTIĞI: En iyi yetişme şartlarını G.Doğu Anadolu Bölgesinde bulmuştur (% 90). Başta G.Antep ve Ş.Urfa gelir. Ayrıca Akdeniz ve Ege Bölgelerinde çitlembik ağaçlarının aşılanması ile de tarımı yapılabilmektedir. Önemli ihracat ürünümüzdür.

· TURUNÇGİLLER(Narenciye): (Portakal , mandalina, limon , greyfurt ve turunç)
Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuzda tarımı en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir (%88) . Antalya başta olmak üzere bütün Akdeniz kıyılarında tarımı yapılabilmektedir. Ayrıca Ege Bölgesinde İzmir'e kadar olan güney kıyılarında, G.Marmara Bölümünün soğuktan korunmuş kıyılarında, Doğu Karadeniz Bölümünde Rize çevresinde ve G.Doğu Anadolu Bölgesinin batısında tarımı yapılmaktadır.
*** Ege Bölgesinde kıyıdan 200 km içerilere kadar tarımı yapılabilmektedir. Sebebi bölgede dağların kıyıya dik uzanması sonucu deniz etkisinin iç kesimlere kadar sokulabilmesidir.
*** Doğu Karadeniz Bölümünde yetiştirilebilmesi kış ılıklığı ile ilgilidir.

· MUZ: Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuzda Akdeniz Kıyılarında tarımı yapılabilmektedir. Bugün tarımı daha çok Alanya - Anamur arasında gelişmiştir.

· KAYISI: Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. En fazla tarımı D.Anadolu Bölgesi'nde Malatya-Elazığ çevresinde gelişmiştir.

· BADEM : Kıraç arazilerde yetişebilmektedir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilmektedir. En fazla İç Anadolu Bölgesinde Niğde -Nevşehir çevresinde gelişmiştir.

SEBZECİLİK:

Sebzeler çok fazla su isterler. Yurdumuzda sebze yetiştiriciliği en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir. Bu bölgeyi Ege ve Marmara Bölgeleri takip eder. En az geliştiği bölgemiz D.Anadolu bölgesidir. Sebebi yaz mevsiminin çok kısa sürmesidir. Ayrıca İç Anadolu Bölgesinde de sulama yetersizliğinden dolayı sebze tarımı gelişmemiştir.
*** Sebze tarımı seracılık faaliyetleri ile Akdeniz ve Ege Bölgelerinde bütün yıl yapılabilmektedir. Seracılığın buralarda gelişme sebepleri, kışların ılık geçmesi ve güneşli gün sayısının fazla olmasıdır.

YUMRULU BİTKİLER

· PATATES: Alüvyal ve kumlu topraklarda iyi yetişir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde gelişmiştir( Nevşehir). Ayrıca Ödemiş-İzmir, Sakarya, Trabzon, Erzurum diğer önemli patates üretim merkezlerimizdir.
· SOĞAN-SARMISAK: Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Bursa -Karacabey önemli soğan üretim merkezi iken Kastamonu da sarmısakta önemli merkezimizdir.

İTHAL ETTİĞİMİZ TARIM ÜRÜNLERİ:

Pirinç, kahve , kakao, muz, kivi, ananas, hindistan cevizi, hurmadır.

ÖNEMLİ İHRACAT ÜRÜNLERİMİZ:

Fındık, Antep fıstığı, pamuk , tütün, K.Üzüm, K.İncir, K.Kayısı, haşhaş gibi.



HAYVANCILIK

 

Tarımın bir kolu olan hayvancılık , ekonomik değeri olan hayvanların yetiştirilmesi, çeşitli şekillerde yararlanılması ve pazarlanması olayıdır. Kırsal kesimlerde hayvancılık tarımın sigortası durumundadır. İklimdeki karasızlıkların tarımı olumsuz yönde etkilemesinden dolayı. Tarım hayvancılık birbirini destekler. Örnek : Şeker fabrikaları çevresinde besi hayvancılığının gelişmesi.
Doğu Anadolu Bölgesinde iklim ve yer şekillerinin tarımsal faaliyetleri olumsuz etkilemesinden dolayı bölgede birinci ekonomik faaliyet hayvancılıktır.
Türkiye hayvan varlığı fazla olan bir ülkedir. Ancak hayvanlarımızın et, süt, yumurta, yapağı verimleri düşüktür.

HAYVANCILIĞIMIZI GELİŞTİRMEK İÇİN,

· Hayvan soyları iyileştirilmeli(ıslah edilmeli): Yerli ırklar et-süt verimi yüksek olan ırklarla melezleştirilmeli veya iyi cins hayvan ithal ederek sayısını artırmalıyız. İyi cins hayvan yetiştirmek amacıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışmalar başlatılmıştır. İyi cins hayvan yetiştiren çiftliklere hara denir. Örnek : Bursa-Karacabey, Eskişehir-Çifteler.
· Mera hayvancılığı yerine ahır hayvancılığı geliştirilmeli: Mera hayvancılığı otlaklarda yapılan hayvancılık şeklidir. Masrafsızdır. Ancak verim düşüktür. Bundan dolayı yem kullanımı fazla olan , fakat verimi yüksek olan ahır hayvancılığına önem verilmelidir.
· Otlaklar korunmalı: Otlaklarımız tarımda makinalaşma ile sürekli olarak daralmaktadır. Ayrıca otlaklarda aşırı otlatma sonucu otlaklar bozulmaktadır. Bu olumsuzluklar sonucunda hayvanlarımız yeterince beslenememektedir. Hayvancılığı geliştirmek için bu olumsuz durumlar önlenmeli.
· Yem üretimi artırılmalı.
· Erken kesim önlenmeli (süt kuzu-süt dana)
· Salgın hastalıklarla mücadele edilmeli
· Çiftçi eğitilmeli ve kredi desteği sağlanmalı.
*** Türkiye'de genelde mera hayvancılığı gelişmiştir. Bundan dolayı hayvancılımızın coğrafi dağılışında daha çok iklim etkilidir. Ayrıca et ve süt üretimi de iklimin etkisi altındadır.

HAYVANCILIĞIMIZIN COĞRAFİ DAĞILIŞI:
BÜYÜK BAŞ HAYVANCILIK: (Sığır, at, eşek, katır, deve)

· İNEK:Büyük baş hayvanlar içinde en fazla sığır(inek, öküz ,dana, manda) yetiştiriciliği vardır. Sığırlar içinde de en fazla inek yetiştirilmektedir. Bütün bölgelerimizde inek yetiştiriciliği vardır. Ama en fazla Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum-Kars Bölümünde gelişmiştir. Karadeniz Bölgesinde gelişmesi yağışların fazla olmasından dolayı çayırların fazla olmasıdır. Erzurum-Kars bölümünde gelişmesi yaz yağışlarıyla oluşan gür ot ve çayırlıklardır. İnek yetiştiriciliği ayrıca şeker fabrikaları çevresinde de gelişmiştir. Ş.Pancarı küspesinin hayvan yemi olarak kullanılmasından dolayı.

· MANDA: Bol sulu bataklık ve göl kenarlarında beslenir. Yurdumuzda başta Karadeniz Bölgesi kıyı kesimi olmak üzere G.Marmara Bölümünde yetiştiriciliği yaygındır. Et kalitesi düşük olduğundan yetiştiriciliği fazla gelişmemiştir.
*** Büyük baş hayvancılık batı bölgelerimizde ahır hayvancılığı şeklinde gelişmiştir.

KÜÇÜK BAŞ HAYVANCILIK

1. KOYUN: Bozkırların hayvanıdır. Hafif dalgalı düzlüklerde iyi yetişir. Türkiye'nin iklim şartları genelde koyun yetiştiriciliğine elverişlidir. Düşük sıcaklık sebebiyle Doğu Anadolu Bölgesinin doğusunda yetiştiriciliği gelişmemiştir. Ayrıca Doğu Karadeniz Bölümünün kıyı kesiminde yüksek nem ve gür çayırlardan dolayı koyun yetiştirilmez. En fazla koyun yetiştiren bölgemiz İç Anadolu'dur. Bozkırların geniş alan kaplamasından dolayı. Doğu Anadolu Bölgesi (batısı) ve G.Doğu Anadolu Bölgeleri de koyun yetiştiriciliği gelişmiştir.

Koyun Türleri:
· Kıvırcık: Soğuğa dayanıklı değildir. Et verimi yüksektir. Marmara ve Ege Bölgelerinde yetiştirilir.
· Dağlıç: Ege ve İç Batı Anadolu'da yetiştirilir.
· Karaman: Ege, İç, Doğu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilir.
· Sakız ve Merinos: G.Marmara Bölümünde yetiştirilir. Merinos yünü için yetiştirilmektedir.

2. KIL KEÇİSİ: Dağlık bölgelerin hayvanıdır. Ağaçların filizlerini yemek suretiyle beslenir. Ormanlara zarar verdiği için sayılarının azaltılması yoluna gidilmektedir. En fazla Akdeniz Bölgesi ile Doğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilir.

3. TİFTİK KEÇİSİ (Ankara Keçisi): Tiftiği için yetiştirilmektedir. Yurdumuzda Ankara- Konya çevresi ile G.Doğu Anadolu Bölgesinde Siirt çevresinde yetiştirilmektedir.

***Sağılan ve kesilen hayvan sayısı az, üretilen süt ve et miktarı fazla ise orada Büyük baş hayvancılık (inek yetiştiriciliği) gelişmiştir. Sağılan ve kesilen hayvan sayısı fazla iken , üretilen et ve süt miktarı az ise Küçük baş hayvancılık gelişmiştir( Koyun yetiştiriciliği).

KÜMES HAYVANCILIĞI:( Tavuk , horoz, hindi, kaz, ördek)

Kümes hayvancılığı bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir. Ama en fazla Marmara ve Ege Bölgelerinde gelişmiştir. İstanbul, İzmir, Manisa, Balıkesir, Ankara gibi büyük kentler çevresinde gelişmiştir.

ARICILIK:

Bal, bal mumu, polen ,arı sütü elde etmek için arıcılık bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir. En fazla Ege ve Doğu Anadolu Bölgelerinde gelişmiştir. Muğla, Manisa,İzmir, Balıkesir,Çanakkale, Ağrı, Erzurum, Hakkari, Rize (Anzer yöresinin balları çok ünlüdür.), Artvin, Ordu önemli bal üretim merkezlerimizdir.

İPEK BÖCEKÇİLİĞİ:

İpek böceği yetiştirme ve kozasından ipek elde etme faaliyetidir.Dut yaprağı yemek suretiyle beslenir. En fazla G.Marmara'da gelişmiştir. Bursa, Balıkesir, Bilecik çevresinde çok gelişmiştir. İpekli dokumada ise Bursa-Gemlik-İstanbul gelişmiştir.

BALIKÇILIK:

Yurdumuzun etrafı denizlerle çevrili, birçok akarsu ve tatlı su gölümüz olmasına rağmen balıkçılık gelişmemiştir.
Balıkçılığın Gelişmemesinin Sebepleri:
· Denizlerimizin balık bakımından zengin olmaması.
· Açık deniz (Okyanus) balıkçılığının yapılmayışı.
· Taşıma ve depolama imkanlarının yetersizliği.
· Zararlı avlanma yöntemlerinin uygulanması (dinamit patlatma, trol avcılığı gibi)
· Denizlerimizdeki kirlenmenin önlenememesi.
Türkiye'de Balık Üretiminin Denizlere Göre Dağılışı:
1. Karadeniz % 67
2. Ege Denizi % 13
3. Marmara Denizi % 11
4. Akdeniz % 9
***Bodrum kıyılarında sünger avcılığı gelişmiştir.
***Japonya ve Norveç'te balıkçılık çok gelişmiştir. Sebepleri : Okyanus akıntılarının karşılaşım alanında olması, iklim ve yer şekillerinin tarımı olumsuz yönde etkilemesidir.




ORMANCILIK

 

Türkiye topraklarının %26 oranındaki bölümü orman rejimi altındadır. İyi vasıflı, verimli ormanların kapladığı alan yalnızca %13 gibi çok düşük bir miktarı oluşturmaktadır.
Türkiye'de ormanların dağılışında en fazla yağış miktarı etkilidir. Yağışların fazla olduğu kıyı bölgeler orman bakımından da zengindir. Doğu Karadeniz kıyıları hariç tahrip edilen ormanların kendini yenilemesi yurdumuzun bir çok yerinde zordur.

Ormanlarımızın Coğrafi Bölgelere Göre Dağılış Oranları:

1. Karadeniz Bölgesi %25
2. Akdeniz Bölgesi %24
3. Ege Bölgesi % 17
4. Marmara Bölgesi %13
5. Doğu Anadolu Bölgesi %11
6. İç Anadolu Bölgesi %7
7. G.Doğu Anadolu Bölgesi %3
Ülkede ormancılık sektöründe kamu ve özel kesim olarak yılda ortalama 29 milyon metreküp dolayında odun imalatı yapılmaktadır. Bunun yaklaşık % 68'i yakacak odun olarak kullanılmaktadır. Yurtiçi arz açığının kapatılması için 1985 yılından bu yana her yıl önemli miktarlarda odun ithalatı yapılmaktadır.

ORMANLARIN FAYDALARI

· Ormanların toz emici özelliği vardır.
· Ormanların gürültüyü azaltıcı özelliği vardır.
· Erozyonu ve sel oluşumunu önler.
· Ormanlar, bir ısı tamponu gibi görev yapar. Sıcağı ve soğuğu dengeler. Yaz sıcaklığını 5-8.5 ºC azaltırken, kış sıcaklığını da 1.5-2.8 ºC arttırır. Kuru havalarda bile havanın nemini sabit tutar.
· Ormanlar, birçok yabani hayvan ve kuşların yanı sıra, çeşitli yiyecekleri barındırması nedeniyle besin kaynakları açısından önemli bir ortamdır.
· Ormanlar biyolojik dengeyi korur. Yapraklı ağaçlardan meydana gelen bir bir bölgede 50 kuş türü yaşayabilir.
· Ormanlar, ağaçsız bir alana göre 8 kat fazla humus oluşturur ve toprak canlılarının yaşamasına olanak sağlar.
· Ormanlar, egsoz ve benzeri zehirli gazları, kirli suları filtre ederek temizler.
· Oksijen üretir. Ülkenin akciğeridirler.
Orman ürünleri, Asli Orman Ürünleri ve Tali Orman Ürünleri olmak üzere 2 kategori altında toplanmaktadır.

ASIL ORMAN ÜRÜNLERİ

Tomruk ,Tel ve Maden Direği ,Sanayi ve Kağıtlık Odun, Lif- Yonga Odunu Yakacak Odun gibi.

TALİ ORMAN ÜRÜNLERİ

Reçine, Çıra ,Sığla yağı ,Defne ,Şimşir Kök Odunu ,Kekik ,Ada Çayı ,Çam Fıstığı, her çeşit bitki soğanı ,Mantarlar, Kozalak gibi.

ORMANLARIN KORUNMASI:

· Orman yangınları önlenmeli .
· Orman içinde ulaşımın çabuk sağlanabilmesi için yollar yapılmalı.
· Eğitilmiş yangın söndürme ve haberleşme ekipleri bulundurmak.
· Yangınların yayılmasını önlemek için yer yer boşluklar bırakmak.
· Kaçak kesimler önlenmeli.
· Orman içinde hayvan otlatmamak (kıl keçisi).
· Yakacak olarak odun kullanımı azaltılmalı.
· Orman köylerine yeni iş ve geçim kaynakları oluşturulmalıdır.



MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARI

 

Maden: Yeraltından çıkarılan ve ekonomik değeri olan maddelere  “maden” denir.

Bir madenin işletilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

1.          Büyük sermaye (para),
2.          Teknik olanaklar (bilgi, araç-gereç),
3.          Cevherdeki maden oranının yüksek olması (madenin kalitesi), madenin değeri,
4.          Madenin, zengin ve uzun süre işletilmeye elverişli olması (rezerv=madenin miktarı),
5.          Madenlerin yeryüzüne yakın olması, bölgenin ulaşıma müsait olması.

Cumhuriyet dönemi ile birlikte madencilik alanında yapılan çalışmalar şunlardır:

1.        Bilimsel çalışmalara başlandı.
2.        Etibank, 1935 yılında yapılacak çalışmalar için gerekli olan sermaye için kuruldu.
3.        1935 yılında yer altı maden kaynaklarımızı araştırmak için MTA kuruldu.
4.        Yatakların işletilebilmesi ve değerlendirilebilmesi için “Maden Kanunu” çıkarıldı  (1950).
Madenlerimizin bir kısmı enerji kaynağı, bir kısmı ise çeşitli sanayilerin hammaddesi olarak değerlendirilir.

DEMİR

Türkiye'nin birçok yerinde çıkarılan bir madendir. Demir çıkarımının %80'ini Doğu Anadolu bölgesi içerisinde kalan Divriği sağlar. Balıkesir'de Eymir ve Çarmık, Ege Bölgesinde Ayazmand ve Torbalı, Kahramanmaraş ile Kayseri arasında Faraşa ve Karamadazı, Sivas Hekimhan arasında Hasan çelebi ve Doğu Marmara'da Çamdağı, önemli demir alanlarıdır. Demir, endüstride en çok kullanılan maden cevheridir. Bu nedenle demir-çelik endüstrisinde ana maddedir.

KROM

Sert, paslanmaz ve iyi parlatılan bir madendir. Kaplamacılık ve çelik yapımında yaygın olarak kullanılır. Türkiye'de yaygın olarak çıkarılan madenlerden biride kromdur. En zengin krom yatakları, Elazığ'da Guleman, Batı akdenizde (fethiye, marmaris arasında) Dalaman havzası, Kütahya ile Bursa arası ve Eskişehir'in doğusundaki Seyitgazi'de yer alır. Adana'nın kuzeyindeki Akdağ yöresinde de yeni krom yatakları bulunmuştur. Akdağ krom yatakları, Dünyanın en zengin yataklarıdır. Türkiye, krom çıkarımında dünyada 3. sıradadır. Türkiye, çıkardığı kromu büyük ölçüde cevher olarak satmaktadır. Bu nedenle çıkarımını dış taleplere bağlı olarak ayarlamaktadır.

BAKIR

Kolay işenen bir madendir. Elazığ'da maden (Ergani bakır işletmeleri), Artvin'de Murgul (Göktaş) ve Kastamonu'da Küre bakır çıkartılan yerlerdir. Rize Çayeli'de yeni bakır yatakları bulunmuştur.

BOR

Kullanım alanı yaygın olan bu maden,boraks ve asitborik elde edilmesi bakımından da önemlidir. Balıkesir'de Sultançayırı ve Bigadiç Eskişehir'de Seyitgazi ve Kütahya çevresi önemli çıkarım alanlarıdır. Türkiye, bor minarellerinde dünyanın en zengin ülkesidir.

BOKSİT

Konya'nın Seydişehir ilçesi ile Antalya'nın Akseki ilçesinde çıkarılır. Bu iki çıkarım alanı da Antalya bölümünde yer alır. Alüminyumun hammaddesidir.

KÜKÜRT

Isparta'nın Keçiborlu ilçesi ile Denizli'nin Sarayköy ilçesinde bulunmaktadır.

MANGANEZ

Zonguldak'ın Ereğli ve Artvin'in Borkça (Göktaş) çevrelerinde çıkartılır. Denizli Tavas'ta yeni yatakları bulunmuştur.

CİVA

İzmir'in Ödemiş ve Karaburun, Konya'nın Sarayönü çevresinde ve ayrıca Niğde civarlarında çıkartılır.

TUZ

Çeşitli yollarla elde edilen bir doğal kaynaktır. Kayatuzu olarak çıkartıldığı gibi, deniz suyundan ve açık işletme olarak Tuz gölünden de elde edilir. En fazla tuz üretimi İzmir'deki Çamaltı tuzlasında, deniz suyundan elde edilir. Çankırı, Erzurum, Kars, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat ve Konya'da işletilmektedir.Türkiye, birçok madende zengin bir ülkedir. Bu madenlerden bazıları turistlik eşya yapımında önem taşır. Lületaşı (Eskişehir'de) ve oltutaşı (Erzurum'da) bu özellikte olanların en önemlileridir.

TAŞ KÖMÜRÜ (Maden kömürü):

Yurdumuzda tüketilen enerji kaynakları arasında taş kömürünün önemli bir yeri vardır. Ayrıca demir-çelik ve kimya sanayiilerinin önemli ham maddesidir. Başlıca taş kömürü yataklarımız, Zonguldak ve çevresindedir. Burası Türkiye'nin tek maden kömürü havzasıdır. Bir milyon tonu aşan rezervi vardır.

LİNYİT

Yaygın olarak hemen her bölgemizde çıkarılır. Ege bölgesi linyitleri oldukça kalitelidir. Manisa'da Soma, Kütahya'da Tavşanlı, Tunçbilek ve Değirmisaz, Amasya'da Çeltek ve Erzurum en önemli çıkarım yerleridir. Kahramanmaraş'ın Elbistan, Muğla'nın Yatağan linyitlerinin kalori değeri düşüktür. Bu nedenle termik santrallerde kullanılır.

PETROL

Günümüzde önemli bir enerji kaynağı olan petrol, aynı zamanda kimya sanayiinin de ham maddesidir. Yurdumuzdaki petrol yatakları fazla zengin değildir. Mevcut petrol yataklarımız daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Batman, Siirt ve Diyarbakır'dadır. Adıyaman, Şanlı Urfa ve Mardin'de de petrol yatakları vardır. Üretilen petrol, ihtiyacımızın çok az bir kısmını (1/7) karşılamaktadır. Geri kalan kısmını dışardan karşılamaktayız.

Yurdumuzda ham petrolün arıtılması için rafineriler kurulmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde üretilen ham petrolün bir kısmı Batman Rafinerisine, bir kısmı da Batman-İskenderun boru hattı ile Dörtyol'a gönderilmektedir. Buradan da tankerlerle Ataş, İzmir ve İzmit rafinerilerine taşınmaktadır. İskenderun Körfezi ile Kırıkkale arasındaki petrol boru hattı ile de Kırıkkale Rafinerisine ham petrol aktarılmaktadır. Ayrıca Türkiye-Irak boru hattı ile Irak petrollerinin bir kısmı Yumurtalık Limanı'na taşınmaktadır. Bu taşımacılıktan Ülkemiz önemli bir gelir sağlamaktadır. Azerbaycan petrolünün de yapılacak boru hattı ile İskenderun Körfezi'ne getirilmesi planlanmaktadır. Yurdumuzda petrol aramalarına hızla devam edilmektedir.

Türkiye'de su gücünden elde edilen elektrik enerjisi üretimi her geçen gün artmaktadır. Barajlara dayalı elektrik üreten pek çok hidroelektrik santralimiz vardır. Bunların başlıcaları, Atatürk, Karakaya, Keban, Hasan Uğurlu, Demirköprü, Hasan Polatkan, Oymapınar ve Hirfanh hidroelektrik santralleridir. Bunların yanında yapımı devam eden hidroelektrik santrallerimiz de vardır.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile Fırat ve Dicle üzerinde 21 baraj, 17 hidroelektrik santrali yapımı öngörülmektedir. Bu proje ile elde edilecek hidroelektrik enerji, Türkiye'deki mevcut hidroelektrik enerjiden çok daha fazla olacaktır.

Ayrıca, Denizli yakınlarında Sarayköy'de yüksek sıcaklıktaki su buharından enerji elde edilmektedir. Bu tür enerjiye 'Jeotermal enerji' denir. Birçok yerinde çeşitli sıcaklıkta termal kaynaklar bulunan yurdumuz, bu enerji kaynağı açısından da şanslı görülmektedir. Yine yurdumuzun çeşitli yerlerinde güneş enerjisinden ısı enerjisi olarak yararlanılmaktadır. Yurdumuzda doğal gazdan da faydalanılmaktadır. Bir miktar yerli üretimin yanı sıra Rusya Federasyonu'ndan borularla, Cezayir'den de deniz yolu ile doğal gaz getirilmektedir. Özellikle büyük kentlerimizde daha çok kışın ısınmada kullanılan doğal gaz, hava kirliliğini de büyük ölçüde önlemektedir.



SANAYİ


 

Ülkemizde ve tüm dünyada sanayi faaliyetleri bazı koşullara bağlıdır.
Bu koşullardan bazıları şunlardır:
 Hammadde
• Sermaye
• Enerji
• İş gücü
• Ulaşım -İşletme
• Teknoloji
• Pazarlama
Yer şekillerinin elverişliliği
Örneğin; ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen Konya ve civarında un, makarna ve bisküvi fabrikalarının yaygın olduğu görülmektedir. Ayrıca Kocaeli, Bursa ve İstanbul'da ağır sanayi faaliyetleri yapılmaktadır. Buradaki sanayi ürünleri İstanbul üzerinden deniz ve hava yolu ile tüm dünya pazarlarına ulaşmaktadır. Hayvancılık faaliyetlerinin daha çok yapıldığı Erzurum ve Kars gibi illerimizde ise süt ve süt ürünlerine ait yatırımların yapıldığını görmekteyiz.

Ekonomiye Yön Verenler

Bazı kurum ve kuruluşlar ülke ekonomisinin gelişmesi için bir araya gelmiştir. Bu kurum ve kuruluşlar oluşturdukları iş sahalarıyla ülkedeki işsizlik oranının düşmesini sağlamaktadır.
Ayrıca bu kurum ve kuruluşlar ürettikleri ürünleri dış pazarlara satarak ülkemize döviz kazandırmakta, böylece ekonomiye katkı sağlamaktadırlar.
Bu kuruluşlar sanayi ve ticaret odaları olarak ayrılabilir.

Sanayi Odalarının Sorumlulukları

• Sanayinin gelişmesine hizmet etmek,
• Sanayiyle ilgili araştırma ve inceleme yapmak,
• Başlıca sanayi ham madde ürünlerinin fiyatlarını yayınlamak,
• Organize sanayi siteleri kurulmasını ve idaresini sağlamaktır.

Ticaret Odalarının Sorumlulukları

• Meslekî ahlak ve dayanışmayı korumak,
• Ticaret ve sanayiyle ilgili incelemeler yapmak,
• Bulunduğu yerin ticari örf, adet ve kurallarını tespit etmek,
• Meslekî konularda bakanlıklara, illere ve belediyelere teklif ve isteklerde bulunmaktır.

ÖNEMLİ TİCARET VE SANAYİ ODALARINDAN BAZILARI İSTANBUL TİCARET ODASI (İTO)

Sanayi ve ticaretin birbirini destekleyerek hızla gelişmeye başlaması Coğrafi Keşifler ve Sanayi İnkılâbı’ndan sonra oldu. Avrupa'da sanayi ve ticaret gelişirken, Osmanlı Devleti'nde kurulan loncalar Batı'nın sanayi atılımı ve gelişmiş ticaretinin de etkisiyle işlevlerini yerine getiremeyerek çöktü.
Yaşanan gelişmeler, farklı bir anlayış ve yaklaşımla üretimin ve ticaretin yeniden örgütlenmesini gerektiriyordu. Bu nedenle Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında farklı isimle faaliyet gösteren oda, 1952 yılında İstanbul Ticaret Odası adını aldı.

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ (TÜSİAD)

Derneğin merkezi İstanbul'dur ve Türkiye'de başka şubesi yoktur.

Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneğinin Amaçları
• Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedefine ve ilkelerine sadık toplumsal yapının gelişmesine ve demokratik sivil toplum ve laik hukuk devleti anlayışının yerleşmesine yardımcı olmak,
• Türkiye'de serbest ekonomi kurallarının yerleşmesinin yanı sıra ülkenin insan ve doğal kaynaklarının teknolojik yönden desteklenerek en etkin biçimde kullanımını, verimlilik ve kalite yükselişini sürekli kılacak ortamın sağlanması yoluyla rekabetin arttırılmasını hedef alan politikaları desteklemek.


                 TÜRKİYE'DEKİ SANAYİ KOLLARI
1.   Besin (Gıda) Sanayisi

Hammaddesi tarım ve hayvansal ürünlere dayalı olan sanayidir. Sanayi kolları içerisinde ikinci sırayı alır. Besin sanayisi, tarım ürünlerinin yoğun olarak yetiştirildiği merkezlere yakın yerlerde kurulmuştur.
Önemli besin sanayi kolları;
-    Şeker fabrikalar (Karadeniz kıyısı hariç her yerde),
-    Çay fabrikaları (Rize),
-    Un fabrikaları, makarna ve bisküvi fabrikaları (özellikle İç Anadolu),
-    Zeytin yağı fabrikaları (Ege ve Güney Marmara'da),
-    Ayçiçek yağı fabrikaları (Trakya'da),
-    Tütün fabrikaları (İstanbul, İzmir, Bitlis, Samsun, Tokat vb.),
-    İçki fabrikaları (İstanbul, Tekirdağ),
-    Konserve ve salça fabrikaları (Marmara, Ege, Akdeniz bölgeleri),
-    Süt ürünleri fabrikaları (İzmir, Edirne, Kars, İstanbul).

2.   Dokuma, Tekstil ve Deri Sanayisi

Türkiye'de en gelişmiş sanayi koludur. En fazla işçi bu sektörde çalışır. Üretimin çoğu ihraç edilir.
-    Pamuklu dokuma; Adana, Antalya, İzmir, Aydın, Nazilli, Manisa, Kayseri, Malatya, İstanbul ve Bursa. Bursa'da ipekli dokuma, Gemlik'te suni ipek fabrikası vardır.
-    Yünlü dokuma; İstanbul, Hereke, Bursa, İzmir, Uşak.
-    Halıcılık; Isparta, Uşak, Gördes, Kayseri, Simav.
-    Deri ve kösele işleme; İstanbul, İzmir, Bolu ve Uşak.

3.  Maden Sanayisi

-    Demir - Çelik; Karabük, Ereğli, İskenderun, Kırıkkale, Sivas, İzmir.
-    Alüminyum; Konya-Seydişehir.
-    Bakır işleme fabrikaları; Samsun, Murgul.(Artvin)

4.   Makine Sanayisi

Bursa, İstanbul, İzmit, Adapazarı, Konya, Adana'da otomobil, kamyon ve otobüs fabrikaları. Eskişehir ve Adapazarı'nda lokomotif ve vagon fabrikaları bulunmaktadır. İstanbul, Tuzla, Pendik, Gölcük ve İzmir'de gemi tersaneleri bulunmaktadır. Kırıkkale ise savaş sanayinin merkezidir

5.   Kimya Sanayisi

-    Petrokimya; Batman, İzmit (İpraş), Mersin (Ataş), İzmir (Aliağa), Kırıkkale (Orta Anadolu Rafinesi) bulunmaktadır.
-    İlaç fabrikaları; İstanbul, İzmir, Ankara, Adapazarı.
-    Lastik fabrikaları; İzmit, Adapazarı, Kırşehir.
-    Gübre fabrikaları; Mersin, Bandırma, Elazığ, Kütahya, Tekirdağ ve İskenderun.

6.   Orman Ürünleri Sanayisi

En fazla Karadeniz Bölgesi'nde gelişme göstermiştir. Kâğıt ihtiyacımızın bir kısmını ithal etmekteyiz.
-    Kâğıt fabrikaları; İzmit, Balıkesir, Çaycuma (Zonguldak), Taşköprü (Kastamonu), Taşucu (İçel), Dalaman (Muğla), Aksu (Giresun), Çay (Afyon) da bulunur.
-    Mobilya sanayi; Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir, Kayseri.

7.   Çimento, Cam, Seramik Sanayisi

Hammaddesi taşa, toprağa bağlıdır.
-    Çimento fabrikaları; Türkiye'nin her bölgesine dağılmıştır. İhraç ürünlerimizdendir. İstanbul, İzmit, Adana, İzmir, Denizli, Ordu, Elazığ.
-    Cam fabrikaları; İstanbul, Denizli, Mersin, Kırklareli, Sinop.
-    Seramik fabrikaları; Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul, İzmir.


İLETİŞİM

 

Teknolojinin gelişmesi sayesinde bugün yurdumuzda iletişim, modern araç ve gereçlerle yapılmaktadır. Ülkeler ve kıta'lar arasında haber aktarmakta pek çok ülke, uydu sistemlerinden yararlanmaktadır. Yurdumuz da uzaya gönderdiği haberleşme uydularıyla bu gelişmeyi yakalamıştır. Telefon, telsiz, telgraf, teleks, telefaks ve Internet gibi birtakım iletişim araçları, yurdumuzda yaygın olarak kullanılmaktadır. Kitle iletişiminde gazete, dergi gibi yazılı basın araçları ile radyo ve televizyon gibi sözlü ve görüntülü araçlar önemli rol oynamaktadır. Bu sayede vatandaşlarımız, yakın ve uzak çevrelerinden haber aldıkları gibi, bilgi ve görgülerini de artırmaktadırlar. Haberleşme hizmetlerindeki gelişmeler, yurt savunmasında ve ülke bütünlüğünün sağlanmasında da büyük önem taşımaktadır.

Yurdumuzda haberleşme hizmetlerini yürütmek üzere, Posta Telefon Telgraf (PTT) teşkilatı kurulmuştur. Bu teşkilat, yaptığı çalışmalarla yurdumuzu bir baştan bir başa modern haberleşme araç ve gereçleri ile donatmaya çalışmıştır.

Türk Telekomünikasyon A.Ş (TÜRK TELEKOM) adıyla hizmet vermektedir. Bu hizmetler sayesinde yurdumuzun en küçük yerleşme birimindeki vatandaşlarımızla iletişim kurabilmekteyiz.

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) da yurdumuzda haberleşmenin, çağın gereklerine uygun olarak yapılması için çalışmaktadır. Bu kurum, yurt içi ve yurt dışına birçok dilde radyo ve televizyon yayını yapmaktadır. Yurdumuzda son yıllarda, kurulan ve sayısı giderek artan özel televizyon kanalları da bu hizmete katılmaktadır.



TİCARET

 

Ticaret

Bölgeler ve ülkeler, yetiştirdikleri farklı ürünler bakımından birbirlerine muhtaçtır. Elde edilen ürünlerin fazlası, gereksinim duyulan bir başka bölgeye veya ülkeye satılır. Böylece, gerek ülke sınırlan içinde, gerekse ülkeler arasında bir alış veriş yapılmış olur. Kar amacıyla yapılan bu alış verişe ticaret denir.

Alış veriş, ülkenin kendi milli sınırları içinde yapılıyorsa buna 'iç ticaret' denir. Ülkeler arasında yapılan alış verişe ise 'dış ticaret' adı verilir.

İç ticaret

Yurdumuz, iklim, toprak türü ve ekonomik yapı bakımından farklı özellikler gösteren bölgelerden meydana gelmiştir. Bu yüzden yetiştirilen ürünler de birbirinden farklıdır. Bir bölgede yetiştirilen bir ürün, gereksinimi olan başka bir bölgeye gönderilmektedir. Bu durum, Türkiye'de ticaretin doğmasına neden olmuştur.

Kırsal kesimde üretilen tarım ürünleri, kentlerde satılmaktadır. Buna karşılık kentlerde üretilen sanayi ürünleri ise köylüler tarafından satın alınmaktadır. İşte yapılan bütün bu alış verişler iç ticaretin gelişmesini sağlar.

İç ticaretin yapıldığı yerler, haftanın belli günlerinde kurulan pazarlar, devamlı olan haller, dükkanlar ve mağazalardır. Ayrıca bazı kentlerimizde her yıl belirli tarihlerde kurulan ve bir süre devam eden daha büyük pazarlar da vardır. Bunların küçüklerine panayır, büyüklerine fuar denir. Bunlar, gerek sanayi gerekse tarım ve kültür alanlarında ülkemizin gücünü tanıtır. Ayrıca üreticilerle tüketicileri karşı karşıya getirip ticaretin canlanmasını sağlar.

Dış ticaret

Bu ticaret, ülkeler arasındaki ekonomik farklılıklardan doğan bir ticarettir. Bir ülkenin bölgeleri arasında, yetiştirilen ürün ve üretilen mallarda farklılıklar olduğu gibi, ülkeler için de bu durum geçerlidir. Örneğin, Fransa'da üretilen bir ürün, Türkiye'de bulunmayabilir. Buna karşılık Türkiye'de yetiştirilen bir tarım ürünü de Fransa'da yetişmeyebilir. İşte çeşitli ülkelerde üretilen ve yetiştirilen bu farklı ürünler, ülkeler arasında alınıp satılır. Bu alış veriş, dış ticareti oluşturur.

Cumhuriyetin ilk yıllarında aldığımız mallar çok, sattıklarımız ise oldukça azdı. Bugün Türkiye, gelişen ekonomisi sayesinde sadece ham madde ve tarım ürünleri satan bir ülke değildir, sanayi ürünleri de satan bir ülke durumundadır.

Bir ülkenin başka bir ülkeden ürün almasına ithalat, ürün satmasına ise ihracat denir. İthal ettiğimiz ürünlerin başında, makineler, ulaşım araçları, ham petrol, madeni yakıtlar gelmektedir. Bunların yanında bazı ilaçlar, kimyasal maddeler ile çeşitli eşya ve gıda maddeleri gibi ürünler de yer almaktadır, ihraç ettiğimiz başlıca ürünler ise, çeşitli sanayi ürünleri, gıda maddeleri, canlı hayvan, ulaşım araçları, makineler, çeşitli ham maddeler, hayvansal ve bitkisel yağlar ile madeni yağlar, içki ve tütündür.

Dış ticaretimiz en çok, Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Belçika ile olmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, İsviçre, Avusturya, Polonya, Rusya Federasyonu ve bazı İslam ülkeleri de en çok alış veriş yaptığımız ülkeler arasındadır. Azerbaycan. Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile de ticaretimiz giderek artmaktadır.



TÜRKİYE'NİN AKARSULARI

 

Genel Özellikler,

1· Akarsularımızın boyları kısadır. (Türkiye'nin bir yarımada olması ve dağların uzanış biçiminden dolayı)
2· Akış hızları (debileri) fazladır. (Dağların fazla olmasından dolayı)
3· Rejimleri (Mevsimlere göre akımı) düzensizdir. (Karadeniz bölgesi akarsuları hariç)
4· Ulaşım için elverişli değildirler. (h-Hızlı aktıkları ve düzensiz rejimli oldukları için)
5· Enerji üretimi için elverişlidirler.

Başlıca Akarsularımız,

Karadeniz'e Dökülenler : Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh
Marmara'ya Dökülenler : Susurluk
Ege'ye Dökülenler : Meriç, Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes
Akdeniz'e Dökülenler : Aksu, Göksu, Seyhan, Ceyhan, Asi

Dışarıya Dökülenler: Fırat, Dicle = Basra Körfezi, Kura, Aras = Hazar Denizi, Çoruh (Gürcistan) = Karadeniz
Dışarıdan Gelenler: Asi(Suriye) = Akdeniz , Meriç (Bulgaristan) = Ege

Akarsu Havzalarımız,

Akarsularımızın çoğunun havzası açıktır. Sularını denize ulaştıramayan Kapalı Havzalarımızda vardır. Bunlar,
Konya Ovası, Tuz Gölü, Van Gölü, Akşehir-Eber gölleri ve Göller Yöresidir.

Akarsularımızın Rejimleri

Akarsu rejimi, akarsuyun yıl içinde gösterdiği akım grafiği ve akarsuyun beslenme şeklini ifade eder. Her mevsim birbirine yakın akım gösteren akarsuların rejimi DÜZENLİ REJİM, Kurak dönemlerdi olan ve suları azalan yada kuruyan akarsuların rejimine DÜZENSİZ REJİMLİ akarsular denir.

Akarsular Yağmur, Kaynak, Kar ve Buzul sularıyla bazıları da Göl sularıyla beslenirler. Akarsu, bunlardan biriyle besleniyorsa SADE REJİMLİ, birkaçı ile besleniyorsa KARMA REJİMLİ akarsu denir.

a) Yağmur Sularıyla Beslenenler: Genellikler yazın kururlar. Yağmurun fazla olduğu aylarda canlanırlar.
· Ege, Akdeniz ve İç Anadolu akarsuları.

b) Kar ve Buzul Sularıyla Beslenenler: Yüksek Dağlardan beslenirler. Karların eridiği yaz aylarında canlanırlar.
· D.Karadeniz (bir Kısmı), D.Anadolu akarsuları

c) Kaynak Suları ile Beslenenler: Genelde küçük akarsulardır. Akdeniz bölgesindeki Karstik sahalarda görülür.
· Manavgat Çayı

d) Gölden Çıkan Akarsular: Bazı göllerin yağışlı dönemlerde taşan fazla sularını boşaltırlar.( Gideğen-Gölayağı denir )
· Beyşehir Gölü = Çarşamba Suyu = Konya Ovası, Eğirdir Gölü = Kovada Çayı = Kovada Gölü

e) Karma Rejimli Akarsular: Uzun boylu akarsulardır, çok çeşitli beslenme kaynakları vardır.
· Fırat, Dicle, Kızılırmak gibi



TÜRKİYE'NİN GÖL VE BARAJLARI


 

Yurdumuzda irili ufaklı pek çok göl vardır. Şimdi bunlara barajlar kurarak elde ettiğimiz baraj gölleri de eklenmiştir.
Marmara Bölgesinde, Sapanca, İznik, Ulubat, Manyas, Terkos, Çekmece gölleri vardır.

İç Anadolu'da, Tuz gölü, Akşehir gölü bulunur.

Akdeniz'deki Göller yöresinde, Beyşehir, Eğridir, Burdur gölleri bulunmaktadır.

Doğu Anadolu'da, Van Gölü, Tortum Gölü, Çırdır Gölü en önemlilerindendir. Van Gölü üzerinde gemi taşımacılığı da yapılır.

Kızılırmak üzerinde, Hirfanlı Barajı

Yeşilırmak üzerinde, Almus, Hasan ve Suat Uğurlu Barajları

Sakarya üzerinde, Sarıyar, Çubuk, Kurtboğazı, Gökçekaya barajları

Gediz üzerinde, Demirköprü Barajı

Büyük Menderes üzerinde, Kemer Barajı

Ceyhan üzerinde,Aslantaş Barajı

Seyhan üzerinde, Seyhan Barajı

Fırat üzerinde, Keban, Atatürk, Karakaya Barajları

Dicle üzerinde, Kral Kızı Barajı.



TURİZM

 

Turizm: İnsanların gezip, görmek, eğlenmek, dinlenmek amacıyla yaptığı gezilere denir.

- Turizm faaliyeti milli sınırlar içinde gerçekleşiyorsa "iç turizm" ülkeler arasında oluyorsa "dış turizm" adını alır.
- Turizm, ülkeler için ekonomik, kültürel, sosyal ve halk sağlığı yönünden yararlar sağlar.
- Turizm ülkemizi ve kültürümüzü yabancı ülkelerin insanlarına tanıtmak için en iyi yollardan biridir. Bu yüzden ülke ve insan olarak turizmi iyi değerlendirmemiz gerekir.
-  Ülkemiz turizm açısından birçok imkana sahiptir.

Turizmin sağladığı yararlar:

Ülke içindeki birlik ve beraberlik duygusunu geliştirir.
Uluslararası yakınlaşma ve samimiyet sağlar.
Ülkeye döviz girdisi sağlar, ekonomiyi güçlendirir. Ticareti canlandırır. Ulaşım ve haberleşme olanakları artar.

ÖNEMLİ TURİZM MEKÂNLARIMIZ:
Tarih turizmi:

Marmara Bölgesi: İstanbul, Edirne, Bursa, Çanakkale
Ege Bölgesi: Efes, Milet, Meryem ana Akdeniz Bölgesi: Aspendos
Karadeniz Bölgesi: Çorum'da Alacahöyük, Trabzon'da Sümela Manastırı
İç Anadolu Bölgesi: Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Anıtkabir, Kayseri'de Küstepe
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Adıyaman'da Nemrut Dağı heykelleri

Kış Turizmi:

Marmara Bölgesi: Bursa'da Uludağ
Akdeniz Bölgesi: Antalya'da Saklıkent
İç Anadolu Bölgesi: Kayseri'de Erciyes
Karadeniz Bölgesi: Bolu’da Kartalkaya,  Çankırı'da Ilgaz
Doğu Anadolu Bölgesi: Kars'ta Sarıkamış, Erzurum'da Palandöken Dağı

Deniz Turizmi:

Marmara Bölgesi: Balıkesir-Erdek, İstanbul-Şile-Silivri
Ege Bölgesi: Çeşme, Kuşadası, Bodrum, Didim, Marmaris, Datça
Akdeniz Bölgesi: Antalya, Alanya

Doğa Turizmi:

Marmara Bölgesi: Balıkesir'de Manyas Kuş Cenneti
Ege Bölgesi: Denizli'de Pamukkale Travertenleri
Akdeniz Bölgesi: Antalya'da Düden ve Manavgat Şelaleleri, İnsuyu ve Karain mağaraları, Cennet - Cehennem Obrukları
İç Anadolu Bölgesi: Nevşehir’de Peri Bacaları, Aksaray'da Ihlara Vadisi
Karadeniz Bölgesi: Bolu'da Abant ve Yedigöller, Trabzon'da Uzungöl

Din Turizmi:

Marmara Bölgesi: Edirne'de Selimiye, Bursa'da Ulucami, İstanbul'da Sultan Ahmet Camii
Ege Bölgesi: Selçuk'ta Meryem Ana Mezarı
İç Anadolu Bölgesi: Konya'da Mevlana Türbesi
Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum'da Çifte Minareli Medrese, Ağrı Doğu Beyazıt'ta İshak Paşa Cami
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Şanlıurfa'da Balıklı Göl

 

 
 
Bugün 37 ziyaretçi (189 klik) kişi burdaydı!"
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol