Dersimix Eğitim Harmanı
  Saate Çok Borcumuz Var!
 
Saate Çok Borcumuz Var!


   Bir kadran üzerinde hiç durmadan dönen akreple yelkovanın yaşamımızda ne kadar önemli bir yer tuttuğunu biliyor musunuz?

   Lamba, kayık, asa, kitap ve mum birbiriyle ilgisi olmayan bu şeylerin, henüz bugünkü saatler icat edilmeden önce insanların vakitlerini berlirtmelerine yarayan birer araç, birer saat görevini gördüklerini bilir misiniz?

   Bütün bu saydığımız şeylerin bir saat görevi görebileceklerine herhalde siz de pek inanmamış alacaksınız. Ötekilerini bir yana bırakalım, bir meşin kaplı kitap üzerinde biraz duralım şimdi:
   Bir kitap, vakit ölçüsü olarak nasıl kullanılabilirdi? Daha doğrusu nasıl kullanılabiliryordu?

   Bir kitabın bir sayfasını okumak için bir zamana, belirli bir süreye gereklilik vardır. Şu halde siz de zamanı okuduğunuz kitapların sayfalarıyla ölçebilirsiniz. Sözgelişi, diyebilirsiniz ki: Bu akşam yirmi üç sayfa okuduktan sonra kardeşim odaya girdi.

   Farelerin delik deşik ettiği meşin kaplı kitap, bir dua kitabıdır. Bu kitap, Augustin adlı bir papazınmış. Bu papaz bulunduğu manastırın zangoçu (çancı) imiş. Her gece, gece yarısından üç saat sonra manastırdaki din kardeşlerini sabah duasına kaldırmak zorundaymış. Oysa o çağda saat yokmuş. Çünkü anlattığımız bu hikaye, bundan bin şu kadar yıl önce olmuş,

   Peki, bu zavallı Augustin her gece aynı saatte din kardeşlerini sabah duasına nasıl kaldırırmış?

   Augustin çok basit bir yöntemle vakti ölçmenin yolunu bulmuştu. Akşam olur olmaz dua kitabını eline alır, okumaya başlardı. Kitabın önceden işaretlediği bir yerine gelir gelmez de hemen çan kulesine korşardı.
 
 
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!"
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol